Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | karışıklık çıkarmak | stir up trouble v. | ||
He's here trying to stir up trouble. O, burada karışıklık çıkarmaya çalışıyor. More Sentences |
||||
General | karışıklık çıkarmak | make a fuss v. | ||
General | karışıklık çıkarmak | cause a disturbance v. | ||
General | karışıklık çıkarmak | cause a bedlam v. | ||
General | karışıklık çıkarmak | riot v. | ||
General | karışıklık çıkarmak | pie v. | ||
General | karışıklık çıkarmak | kick up a row v. | ||
General | karışıklık çıkarmak | raise cain v. | ||
General | karışıklık çıkarmak | raise hell v. | ||
General | karışıklık çıkarmak | raise ruckus v. | ||
General | karışıklık çıkarmak | make an uproar v. | ||
General | karışıklık çıkarmak | create an uproar v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | karışıklık çıkarmak | make a fuss of v. | ||
Idioms | karışıklık çıkarmak | kick up a dust v. | ||
Idioms | karışıklık çıkarmak | play (up) old gooseberry [obsolete] v. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Idioms | ||
Idioms | (biri/bir şey) hakkında karışıklık çıkarmak | make a fuss about (someone or something) v. |